Sandro Botticelli ve Venüs’ün Doğuşu

kübra nur kalkan
4 min readNov 21, 2017

--

Asıl adı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi olan Sandro Botticelli 1 Mart 1445'de İtalya’nın Floransa şehrinde doğmuştur. Babası Mariano Filipepi oğlunu bilinçli bir şekilde yetiştirir ve ona bir yere çırak verilmeden önce öğretilen her şeyi öğretir. İyi bir çıraklık eğitimi alan Sandro babasının yakın arkadaşı olan kuyumcu ve zanaatkâr Botticelli ‘nin yanına çırak olarak verilir.

İsmi, ustası olan kuyumcu Botticelli’den gelmektedir. O dönemde kuyumcular ve ressamlar sürekli temas halindedir bundandır ki Sandro bütün ilgisini desen sanatına verir ve resme hayran olup resim sanatına yönelir.

Bu karardan sonra İtalyan ressam Filippo Lippi’nin öğrencisi olur. İlk yıllarında Filippo Lippi’den etkilense de daha sonraki eserlerinde Verrocchio ‘nun etkileri görülür. Çok geçmeden Sandro’nun yeteneği büyür ve gelişir. Daha genç yaştayken Mercanzia’da Antonio ve Piero Pollaiuolo tarafından yapılmış resimlerin arasına bir figür yapar.

Din ve Mitoloji

Rönesans sanatının gelişmesinde önemli rol oynayan Botticelli ilk yapıtlarından itibaren büyük beğeni kazanır. Eserlerinin konularını dinden ve mitolojiden seçerek anıtsallık yakalamakta usta bir isim haline gelir. Tasvir ettiği ettiği sahnelerde bol bol figür kullanan sanatçı kendine özgü bir üslup yaratır.

Bolca devinimli, salınım içinde çizgiler kullanır. Hareketli kumaşlar ve saçlar onun resmine zarif ve dekoratif bir özellik katar. Yüzyılın ilk yıllarında yaygın olan güçlü renk kullanımına karşın onun paleti sınırlı ve donuktur. İtalyan sanatçı ve ressam olan Giorgio Vasari, Botticelli için şöyle der; “Botticelli, sancakları ve başka kumaşları, renklerin akmadan iki tarafta da görüneceği şekilde malzemeyi örerek nasıl yapılacağını bulan ilk insanlardandı.”

Botticelli’ye asıl ün kazandıran eseri Müneccim Kralların Tapınması olmuştur. Bu eser onun adının hem Floransa’da hem de başka yerlerde duyulmasını sağlar. Botticeli’nin ününü duyan Papa IV. Xystus Roma’daki sarayının şapeline (Sistina Şapeli) resimler yapması için Botticelli’nin görevlendirilmesine karar verir.

Böylelikle sanatçı sarayın şapeli için bir çok sahne resmeder. Botticelli, 17 Mayıs 1510'da Floransa’da ölür. Böylece 15. yüzyıl İtalyan resmi devri de kapanmış olur…

Botticelli’nin en bilinen iki eseri Venüs’ün Doğuşu (The Birth of Venus) ve İlkbahar Alegorisi (La Primavera)’dir. Eserlerinin çoğu Floransa’daki Uffizi Galerisi ‘nde sergilenmektedir.

Venüs’ün Doğuşu

1486 yılına tarihlenen bu resim Klasik üslup etkisinde ve Floransa Erken Rönesans kültürünü en çok somutlaştıran eserdir. Medici ailesi tarafından ısmarlanan resimde güzelliğin ve aşkın koruyucusu Venüs’ü dev bir deniz kabuğunun içinde, resmin odak noktasında görürüz.

Bir su perisi tablonun sağ tarafında elinde çiçekli bir örtüyle Venüs’ü beklemektedir soldaki iki rüzgar tanrısı ise üfleyerek Venüs’ü su perisinin olduğu kıyıya doğru sürükler.

Tablodaki güller Venüs’ü simgelemektedir. Yunan Mitolojisine göre Kronus, babası Uranüs’ü hadım edip cinsel organını denize atar ve deniz döllenmiş olur. Bunun sonucunda da Venüs doğar ve bir deniz kabuğu üzerinde yükselir.

İlkbahar Alegorisi

Başlıktaki eser Botticelli’ye Mediciler’den Lorenzo di Pierfrancesco’nun düğünü için ısmarlandı. Botticelli burada iki farklı mitolojik hikayeyi tek bir kadrajda birleştirir ve açık kompozisyonlu olarak izleyiciye sunar. Resme bakınca dikkatimizi çeken ilk şey ortadaki görkemli kadın figürüdür.

Merkezde yer alan bu figür aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’dür. Arkasındaki ağaç dallarının arasından gökyüzünün doğal ışığıyla oluşturduğu hâle ile Hıristiyanlaşıp “Meryemleşmiştir”. Hamilelik de Meryem ile ilişkilendirilir, doğal olarak onun İsa’ya hamile olduğunu düşünürüz. İsa’nın gelmesiyle birlikte doğa canlanır ve ilkbahar gelir.

Diğer figürler simetrik olarak yerleştirilmiştir. Eserin en sağında yer alan figür batı rüzgarının tanrısı Zephyrus’dur. Zephyrus’un belinden tutup yakaladığı ve zorla sahip olduğu Chloris yani çiçeklerin tanrıçası Flora’dır. Efsane göre Zephyrus aşık olduğu Chloris’e cinsel şiddet uygulayarak sahip olur ve onunla evlenir.

Bu şiddet karşısında Chloris çığlık atar Botticelli bu çığlığı figürün ağzından çıkan çiçeklerle göstermiştir. Sol tarafta huzurla gülümseyen kadın figürü, Chloris’in gelecekteki, evlilikten sonraki halidir yani Flora’dır. Flora kucağında Venüs’ün simgesi olan gülleri taşır.

Bize göre eserin sol tarafında bulunan üç peri kızı “Üç Güzeller” olarak bilinen Aglaie, Euphrosyne ve Thalia ‘dır. Bu üç figür parlaklık, ışıltı ve zarafeti simgeler.

En solda kırmızı bir kıyafet içinde yer alan, belinde kılıç taşıyan figür Merkür’dür. Merkür Roma tanrılarının haberci tanrısıdır. Onu bu eserde elini yasak meyveye uzatmış bir şekilde görürüz.

Venüs’ün hemen üstünde oğlu aşk tanrısı Cupid’i yani Eros’u görürüz. Figür kanatları olan bir çocuk formunda resmedilmiştir. Okunu üç güzellerin ortadaki figürünü hedef alarak tutmaktadır.

Botticelli bu eserde dokuz figür resmetmiş ve hepsin i mitolojiden seçmiştir. Ayrıca tabloda 170 türü gösteren 500'ü aşkın çiçek ve bitki resmetmiştir.

Botticelli’nin Eserleri :

  • Aziz John ile Hz. Meryem ve Çocuk
  • Aziz Sebastian
  • Dante Alighieri
  • Genç Kadın Portresi
  • Giuliano di’ Medici
  • Hz. İsa İçin Ağıt
  • Hz. Meryem’in Kitabı
  • Hz. Meryem (Nar)
  • Hz. Meryem ve Sekiz Melek
  • Kırmızı Şapkalı Genç Adam Portresi
  • Madalyon Tutan Genç Adam
  • Müneccim Krallarının Tapınması
  • Melekler
  • Mistik Doğuş
  • Müjde
  • Simonetta Vespucci
  • Umutsuz
  • Venüs ve Mars

Yararlanılan Kaynaklar:

  • Giorgio Vasari — Sanatçıların Hayat Hikayeleri
  • Manfred Wundram — Rönesans

Originally published at https://www.tarihlisanat.com on November 21, 2017.

--

--