Pablo Picasso ve Avignonlu Kızlar

kübra nur kalkan
5 min readDec 23, 2020

--

Bu yazının amacı Picasso’nun hayatına odaklanmaktan çok onun Sanat Tarihi’nde yeni bir dönemin kapısını açan “Avignonlu Kızlar” adlı eserini ele almaktır. Yine de Picasso’dan ve onun sanat yaşamından kısaca bahsedecek olursak; tam adı Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso olan sanatçı, 25 Ekim 1881 yılında İspanya’nın Malaga şehrinde doğar. Babasının ressam ve resim öğretmeni olması nedeniyle Picasso, henüz küçük yaşlardan itibaren resim yapmaya başlar. Kısa sürede resme yeteneği olduğu anlaşılır ve 15 yaşında iken Güzel Sanatlar Okulu’na girer.

Pablo Picasso by Ara Güler

1900 yılında hayatının büyük çoğunluğunun geçtiği ve onun sanat yaşamına önemli etkisi olan Paris’e gider. Burada Cezanne, Toulouse Loutrec ve birçok başka sanatçı ile tanışması Picasso’ya yeni kapılar açar.

İlk dönem yapıtlarında daha çok sıradan insanların resimlerini yapan sanatçı, özellikle Jean Louis Forain’in etkisinde kalarak eski adetleri konu alan resimler yapar. Picasso’nun benimsediği belli bir üslup olmamakla birlikte sanatçı, üslupta çeşitliliği deneyen bir isimdir.

1901 yılında birlikte Paris’e geldiği ve oda arkadaşlığı yaptığı Casagemas’ın intihar edişi üzerine hayatında ilk kez çok yakın bir tanıdığını kaybeden Picasso için “Mavi Dönem” diye adlandırılacak olan dönem başlar. 1901 yılı ve onu takip eden üç yıl boyunca sanatçı, eserlerinde daha çok mavi rengini kullanırken tema olarak da yoksulluk, dışlanmışlık, yalnızlık, hüzün ve kederin ön planda olduğu resimler yapar. Picasso yıllar sonra mavi dönem için “Yaratıcılığın baş düşmanı, iyi hissetme dürtüsüdür.” cümlesini kuracaktır.

Pablo Picasso, Trajedi, 1903

1904 yılından itibaren Picasso’nun sanatında biçim ve konu bakımından yenilikler görülür. Resimlerinin rengi donuk maviden pembe, gri ve kahverengiye döner, bu dönem “Pembe Dönem” olarak isimlendirilir. Picasso’nun iki dönemi arasındaki geçişi sert değildir. Resminin odak noktasında yine mutsuz insanlar vardır. Sanatçının, 1906 yılına kadar sürecek olan pembe dönem resimlerinde, başlıca konu sirkler, akrobatlar, cambazlar gibi toplum tarafından dışlanmış kişilerdir ve resimlerde bu kişilerin birbirlerine destek oldukları görülür. Bu, pembe dönemi mavi dönemdeki soğukluktan ve umutsuzluktan ayıran en önemli detaydır.

Pablo Picasso, Saltimbanques Ailesi, 1905

Mavi ve pembe dönemlerden sonra Picasso’nun sanatında yeni bir dönem başlar: Kübizm. 1908 yılından itibaren Picasso ve Fransız ressam Georges Braque’ın öncülüğünde yeni bir sanat akımı olarak ortaya çıkan Kübizm, yeni ve farklı oluşu ile döneme damgasını vuran bir sanat akımıdır ve 20. yüzyılın en radikal sanat hareketlerinden biri olarak nitelendirilir.

Avignonlu Kızlar

Avignonlu Kızlar, büyük bir kesime göre modern sanatın başlangıcını işaret eder. Picasso, Avignonlu Kızlar’a başlamadan önce “Babamız gibiydi…” dediği Paul Cézanne’ın Yıkananlar isimli eserinden etkilenir. Avignonlu Kızlar için Picasso’ya ilham veren diğer resimler ise şunlardır: Ingres’nin; Le Bain Turc (Türk Hamamı), Matisse’in; Le Bonheur de Vivre, El Greco’nun; Visión del Apocalipsis (Beşinci Mühürün Açılışı).

Paul Cézanne, Yıkananlar, 1906

Avignonlu Kızlar, kimileri tarafından Kübist dönemin açılış resmi olarak nitelendirilirken kimileri bu eserin bir geçiş dönemi eseri olduğunu savunur. Ahu Antmen bu ayrımı şu şekilde özetler: “Kübizmin temellerinin, 1907 yılında Pablo Picasso’nun “Avignonlu Kızlar” resmiyle atıldığı söylenebilir. Picasso’yla birlikte Kübizmin temellerini atan Braque’ı bile afallattığı söylenen bu resmin en büyük özelliği, estetik güzelliğin ne olduğuna ilişkin alışılagelmiş kalıpları yıkması, güzel ile çirkin arasındaki geleneksel ayrımları yok etmesi, deyim yerindeyse kendi kurallarını kendi koyan bir tavır taşımasıdır. Resmin 20. yüzyılın ve genel olarak modern sanat tarihinin çoğu zaman ‘açılış sayfası’ olarak gündeme gelmesi de bundandır. “Avignonlu Kızlar”, Kübizme giden yolu açmakla birlikte, tam anlamıyla Kübist değildir; sonraki yıllarda gelişen Kübist estetiğinin çok uzağında bir renkselliğe ve dışavurumculuğa sahiptir. Bazı sanat tarihçilerinin Picasso’nun “Alfo-Kübist” dönemi olarak adlandırdıkları 1906–1908 sürecindeki ön Kübist döneme atfettikleri “Avignonlu Kızlar”ın Kübizm açısından önemi, o güne kadar hiçbir sanatçının yeterince üstüne gitmediği resimsel sorunların çözümünü göze almasıdır.”

Pablo Picasso, Avignonlu Kızlar, 1907, tuval üzerine yağlıboya, Modern Sanat Müzesi, New York

Eser, sergilendiği dönem tüm tepkileri üzerine çeker ve Henri Matisse tarafından kızgınlıkla karşılanır. Matisse, Picasso’yu modern sanatı aşağılamakla suçlarken dönemin diğer sanatçıları ve sanat camiası bu eseri “yabansı ve dehşet verici” bulur.

Picasso, Avignonlu Kızlar’da Barcelona’da bir genelevde çalışan kızları resmeder fakat bu resimde tepki çeken şey bir genelevin ya da beş çıplak kadının resmedilmesi değil, resmedilme şekli olur. Ahu Antmen, 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar isimli kitabında Avignonlu Kızlardan şöyle bahseder: “Avignonlu Kızlar’ın devrim yaratan özelliği, üç boyutlu nesneleri iki boyutlu yüzey üzerinde gösterebilmenin yeni bir yolunu önermeye başlamasıdır.”

Avignonlu Kızlar, hem cepheden, hem profilden görünmesi sebebiyle izleyicisiyle doğrudan iletişim kurar. Beş figür de izleyici ile aynı hizaya yerleştirilir. Anlaşıldığı kadarıyla fahişe olan Picasso’nun kadınları erkek bakışına karşı kışkırtıcı bir poz takınırlar.[1]

Picasso bu resmini çok sayıda kompozisyon eskizi ile hazırlar ve Lavoir’da kiraladığı bir dairede altı ay boyunca üzerinde çalışır. Eser üzerinde çalışırken gittiği bir etnografya müzesindeki eski Afrika heykellerinden çok etkilenir ve bu ziyaretten sonra resimdeki üç figürü yeniden yapar. Yeniden yapılan bu üç figürde Afrika maskları ve İberya heykelciklerinin etkisi görülür.

Düz bir arka fona sahip resim üç renkle bölünmüştür. Figürlerin oluşturduğu alanlar ve geride kalan bölge birbirini tamamlarken tabloya eşit olarak dağılmış bir denge unsuru vardır.

Resimdeki figürlerin formları soldan sağa gittikçe bozulur ve gerçeklikten uzaklaşır. En solda, elinde perde görülen figür ve ortada konumlanan figürlerin yüzleri seçilebilirken sağdaki figürlerin yüzleri maske takar gibi görünmektedir. Picasso’nun beş figürünün yüzü de herhangi bir duyguya ve ifadeye sahip değildir. Donuk ve ölü bakışları ile izleyicide şok etkisi uyandırırlar. Figürler ne tam olarak içerde ne de tam olarak dışardadır. Yüzlerine bakılınca kimlikleri hakkında bir bilgiye ulaşmak imkansızdır. Bu figürlerin yüzlerinde ve bedenlerinde simetri görülmez. Resmin merkezindeki figürlerde büyük gözler, kıvrık kulaklar, cepheden görünen yüzlerine yandan görünen burunlar çizilmiştir. Sağdaki iki figür ise yüzlerine maske takmış gibi görünen, keskin ve köşeli hatlara sahiptirler.

Avignonlu Kızlar’da en etkileyici olan şey, perspektiften tamamen vazgeçilmiş olunmasıdır. Figürler birbirileri ile bir uyum içinde değilken arka planla da herhangi bir bütünlükleri yoktur.

Charles Baudelaire, Modern Hayatın Ressamı’nda eser için,“Kübizmi kutsayan Demoisselles d’Avignon (1906) modernin primitif suretlerinin en temsil edici eseri sayılır. Bu eserde Picasso’nun ziyaret ettiği genelevin fahişeleri, Trocadéro Müzesi’nden bildiği, Afrika kabilelerine ait ikonlara dönüşür. Genelevle müze, modern hayatın kahramanları fahişelerle tanrıçalar birbirlerine karışır.” der.

[1] MİNOR, Vernon Hyde, Sanat Tarihinin Tarihi, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2013, s.256

Picasso resmine küçük bir natürmort ekler. Ay gibi görünen keskin çizgilere sahip bir karpuz dilimi ile üzüm ve armuttan oluşan bu küçük natürmort, resmin alt kısmında konumlandırılmıştır.

Kübistler, resim yüzeyinin iki boyutluluğunu vurgulamış fakat bir nesneyi birden çok açıdan göstererek bir tür dördüncü boyut ile görsel bir farklılığa gitmişlerdir. Bu yönüyle Kübizm, bir devrim olarak nitelendirilir ve bu devrimin öncüsü olan Pablo Picasso 20. yüzyıl modern sanatının en önemli kişilerinden biridir.

Yararlanılan Kaynaklar:

· Ahu Antmen — 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar

· Charles Baudelaire — Modern Hayatın Ressamı

· Merve Özman — Pablo Picasso’nun Kübizme Geçiş Dönemi: Yaşamı ve Eserleri (1881–1907)

· Vernon Hyde Minor — Sanat Tarihinin Tarihi

· Peter Gay — Modernizm

· XX. Yüzyıl Fransız Resim Sanatı

--

--